türk dizileri

bir kaçı hariç alayı bok gibi. bizdenmiş gibi gösterilir oysa bizimle alakaları yok. işin bok tarafı şu, bunları pür dikkat izleyen milyonlarca insan var bu ülkede.

toplumu nasıl daha geriye götürürüz amacıyla çekilen konusu genelde hep aynı olan diziler bol bizde,tabi istisnalar var içlerinde bir kaç tane izlenecek vardır illa.

bunlara ağlayanlar var. mesela rahmetli nenem dizi karakterlerine izlerken taktik verirdi.

hepsinden nefret ediyorum. arada bir iki tane kalitesi çıkıyor (bkz: kardeş payı ) (bkz: leyla ile mecnun) onlar da kaldırılıyor yayından.

türk dizileri ne ya türkiye'de televizyon izleyen insanın aklından şüphe ederim ben tamamen izleyiciyi aptal yerine koyan yapımlar, sürekli bi totale oynamalar, tamam aptal kutusu deniyor da bu kadarı fazla.

klasik türk dizilerinin yanından geçmeyen tek dizi. (bkz: poyraz karayel) uzatmadan sıkmadan sonuca bagliyolar. efsane replikleri ve müthiş oyunculuklari vardır. onun dışında kurtlar vadisi ilk çıktığında efsaneydi. başkada dizi gelmedi düzgün. izleyecekseniz sherlock, prison break , breaking bad , game of thrones, thé mentalist falan izleyin

benim gozlemledigim kadarıyla birkaç dizi dışında gerçekten gerisi çöp,bilmiyorum bizi bu insanlar aptal mı sanıyor her zaman aynı karekter farklı 10 tane dizi neymiş efendim düzgün kız piç erkek,zengin kız fakir oğlan,zengin piç fakir kız gerçekten dışardan bakılınca aptal gibi mi duruyoruz kısacası türk dizilerine devrim şart ama şunu da söyleyeyim hakkını veren çok kaliteli dizilerde ufaktan başlamaya başladı...

dizi izlersin, karakterlerin aşkı gönlünü gıdıklar okey. erkeği yakışıklı bulursun kızı beğenirsin buna da okey. ama duygularını yansıtacak sosyal medya hesabı neden açıyosun? elbar aşkı, elçinimaskım barısbitanem diye hesap mı olur? iq seviyesi yerle bir oldu artık yeter

türk dizileri maksimum 15. bölümden sonra sapıtıyor. izlemeyin izlettirmeyin. akşam 8de başlıyor, 11 gibi bitiyor. araya konulan reklamlar da cabası. resmen insanı salak yerine koyuyorlar. yazacak bir şey bulamayınca karakterlerin arasında saçma kavgalar oluyor, hiç olmazsa bir yerden eski sevgili falan çıkıyor. türk halkı mı aptal bu kadar izliyor yoksa senaristler mi emin değilim. bütçeyi kısıp herkesi bir eve topluyorlar orası dışında bir yere gidip gelen yok. kadro zaten 10 kişilik falan. bütün kızlar saf sakar, bütün erkeklerimiz de taş kalpli. ayrıca unutmayalım tüm kızlarımızın ailesine türlü felaketler gelmiş. hiçbiri ortalıkta görünmüyor, kızlarının sabahtan aksama kadar ortalıkta sürtmesine izin veriyor. onun yerine gidin yabancı dizi izleyin. aynı vakti ona ayırırsanız en az 3 bölüm izlersiniz. hem değişik kurgular var. fantastik,aksiyon, dram, polisiye. seç, beğen, izle.

gerekli malzemeler; - yakışıklı bir erkek oyuncu ( kaslı ve renkli gözlü olması tercih edilir ) - çekici bir kadın oyuncu ( kesinlikle renkli ve sulugözlü olmak zorunda ) - çekici ikinci kadın oyuncu ( renkli gözlü olmayabilir ama kesinlikle güzel olmalı ) - yakışıklı ama itici ikinci erkek ( itici olması rolden kaynaklı olacak, önemli olan görsellik ) - çetrefilli bir konu (kaynım bana atlarken berkcan beni teselli etti, şimdi senden ayrılıp ona gidicem) - dramatik jenerik müzikleri - eşcinsel bir karakter ( kesinlikle bir amacımız yok hayır canım ne mesajı ) - romantizm adı altında bol sevişme sahneleri ( medeniyet efenim ) - romantizm adı altında boynuzlama olayının normalleştirilmesi ( sizsiniz geniş ) - alabildiğine genişlik, alabildiğine cıvıklık ( senaristimiz üretemiyor ) artık siz de dizi çekebilirsiniz.

ben türkiye'de hala her şeye rağmen potansiyeli yüksek oyuncu, senarist ve yönetmenlerin olduğuna eminim. türkiye dizilerinin önünde bir sürü engel var. süre sıkıntısı, bütçe sıkıntısı reklam verenlerin şımarıklığı kanal patronlarının para hırsı vs.. ama bence bunların hepsini aşacak bir talep potansiyeli de var. halk eğer isterse bunların hepsine çare bulunur yabancı standartlarına ulaşılır. ama asıl sıkıntı ne biliyor musunuz? raiting sisteminin ilkel düzeni. yıl 2016 hala şu işi interaktif bir geniş ağa yayamadılar. 70 milyon televizyonun olduğu bir ülkede raiting alıcısı yıllar öncesinden kalma ve 10.000 civarı olursa tabiki kendini tekrar eden diziler olur ve gelişme gösteremez. yeni jenerasyonun adını dahi duymadığı dizi raiting rekorları kırabiliyor. anlamsız günlük diziler 1000 bölüm çekebiliyor. neden? çünkü raitingleri reklam getiriyor bu düzen tabi değişmez. bu kadar göreceli bir raiting sisteminde nasıl gelişim beklenir ki? iddaa ediyorum. bu raiting sistemini interaktif bir alıcı ile 20 milyon kullanıcıya götürürseniz, sektör hızla ilerleyecek arz talep dengesi daha gerçekçi bir boyut kazanacaktır. ilerleme kaydetmek ve kaliteli özgün işler yapabilmek için raiting ağının genişletilmesi şart oğlu şarttır. edit: imla

hemen hemen hepsi birbirinin yandan yemişi, yok bu bununla öpüşmüş, yok şu şununla yiyişmiş, yok işte fatma bir piç doğurmuş aslında birkaç senarist dışında hepsi aptal sürüsü. ayrıca 2 saati geçen diziler yapmak nedir arkadaş, insaf!, yapıyorsun ilk bölümü güzel sonra ki bölüme boktan 2 saatlik bir senaryo yaz sıç sıva her tarafı. not:buradan aç gözlü senaristlere sesleniyorum allah hepinizin belasını versin not1:hastalık derecesinde dizi izleyenlere de bir sözüm var, arkadaşım zamanınız bu kadar mı kıymetsiz ya bırakın şu saçma türk dizilerini(istisnalar hariç) not2:şimdi çıkacak türk dizilerine bok atmayı kes diyenler, valla eleştiririm kardolar umrumda olmaz gider 40 dk yabancı dizimi izler köşeme çekilirim 2 saatimi boktan senaryolara harcıyamam. edit:imla

gereksiz uzundur.

izleyicide başrol ölmez ölürse dizi biter fikrini uyandırır.

tutarsa +3 sezon eklenecek genellikle aşk ve ihanete dayalı senaryolardır

yapımcının ve oyuncunun durumuna göre çok kaliteli ya da saçma salak olabiliyor. ama malesef hala özgün senaryo kullanma eksikliği çok fazla. bu kadar eleştirdim ama kesinlikle izlemem diyenlerden değilim hatta her güne bir dizisi olan tipik bir insanım dizilerimin hepsini de aşkla izlerim ama dediğim gibi senaryo çok sıkıntı izlediğim dizilerin yüzde sekseni uyarlama (bkz: yüksek sosyete, hayat şarkısı ve iyi olan bir çok yapım) neyseki iyi uyarlayabiliyorlar...

ben size bir şey diyim mi,.tecavüzün en iğrenç hallerine rastlamış olduğumuz bu ülkenin dizilerinde; zengin oğlan fakir kızı 20. bölümün sonunda öpüyor. senaristler nereden ilham alıyorlar, merak ediyorum. ya da hic haber izlemiyor olmalılar.

yapımcıların hep aynı şeyi önümüze koymalarının iki nedeni var birinci nedeni diğer entrylerde anlatıldığı gibi devletle ilgili olan kısmı ikinci nedeni de reyting. halk neyi izliyor neyi seviyorsa üstüne bir şey koymadan aynı yoldan ilerliyorlar. özgün fikirlerde böylelikle görmezden geliniyor. buna rağmen dünyada amerikadan sonra dizileri en çok izlenen,satılan 2. ülkeyiz.

çoğunda ne olacağı çok belli ediliyor daha çok merak uyandırmalı şaşırtmalı

%90'ı bakışmayla geçer.

çok uzunlar zaten kaliteli olanlar parmak sayısını geçmiyor bu yıl 46 ydi en güzeli 60 dakika miss seni seviyom erdal abiyy sjsj

behzat ç, leyla ile mecnun gibi efsane diziler çıkmıştır aralarından

film gibi

genelleme yapıyorum; dizi 2 kız 2 erkek etrafında döner. 1 kız 1 erkek başrolken , diğer kız ve erkek yan roldedir. peki bu yan roldeki kız ve erkek ne işe yarar: esas kız ve yan roldeki erkek sevgilidir, esas erkeklede yan roldeki kız sevgilidir. esas erkekle kız bir yerde karşılaşırlar(ikisininde sevgilisi olmasına rağmen) ve akıllarından çıkmazlar birbirlerinin. zamanla esas kız-y.roldeki erkek ve esas erkek-y.roldeki kız ilişkileri zedelenir, yan roldeki kız ve erkek büyük bir hata yapar ve esas oğlanla kızın kavuşması için şartlar sağlanmıştır. yan roldeki erkek ve kız zorluk çıkartır, araya fitne fesat sokar, tekrar esas kız ve erkeğe sahip olmayı amaçlar(bazı dizilerde başarırlar, yan roldeki kız genelde hamileyim der).fakat esas kızımız ve oğlumuz birbirine kavuşur mutlu mesut yaşarlar. ha bu arada biri zengin diğeri fakir, olma olasılığı çok yüksektir. hiç fakir fakire aşık olmaz olsa bile yan roldeki kişi ile başroldeki kişi arasında gerçekleşir ilişki uzun sürmez 5 bölüm falan. oysaki çocukluktan beri aşıklardır. nasıl oluyosa

oyunculuktan çok yakışıklılık ve güzelliğin önemli olduğu. herhangi bir anlamı olmayan karakterin zengin olduğu, içi bom boş birbirine benzeyen senaryolar ve üzerine saçma sapan bir isim.

%98'i gereksizdir türkiye kültür ve ahlak yapısına da uygun olmadıklarını görüyorum trt dizilerinin bir çoğu türk kültürünü ve ahlak yapısını yansıtmaya çalışıyor ama çok da başarılı olduklarını sanmıyorum

oyuncuların yakışıklı/güzel olması yeterlidir. boş bakan gözlerin, beton gibi suratların hicbir önemi yoktur.

aptal aptal yaz dizileri, ne bok olduğu belli olmayan 15-20 yıllık dizileriyle tam bir çöp olan sektör. izlediğim türk dizileri arasında bor tek ezel ve kuzey güneyi sevmiştim. zaten uzun süredir de yerli dizi izlemiyorum. yani parayı bahane ediyorlar, para yok çekemiyoruz diyorlar ama sanmıyorum öyle çok çok büyük paralara ihtiyaç olduğunu. mesela oz. tek mekan dizisi ama senaryosuyla efsane. maliyette az. ama türkler hem para harcamıyor hem senaryo yazamıyor ortaya sikimsonik işler çıkıyor.

artık bıktım bu siktiğimin televizyonunda aynı şeyleri görmekten. bu dizileri izleyen net salaktır. arada gerek senaryosuyla,gerekse de verilen emekle aradan sıyrılan bir kaç dizi var elbette. geri kalanı ise faso fiso. alayı fitne fesat peşinde. konuları da kim kimi sikmiş falan işte biliyorsunuz zaten. sorun bu diziyi çekende de değil. sorun bunu izleyende aslında. bazen kanalları geziyorum. gündüz evlilik programı,moda programı. saat 7'de insanlar 1 saatliğine gündeme katılıyor. sonra da diziler,survivor başlıyor. survivor her gün var sanırım 8'de başlayıp 12'de bitiyor resmen. bu televizyon çok iğrenç bir şey. özellikle de türkiye'de.

belli başlı diziler hariç ne bir özgünlüğü ne de mantığı olan dizilerdir. çoğunlukla standart bir aşk üçgeni vardır , eğer bu yoksa kendilerince bir mizah seviyesi tutturmaya çalışıp sonra genellikle tüyü dikerler. şahsi görüşüm olarak türk dizilerinin içeriği 12-14 yaş algısından yukarıya çıkamayan başarısız projelerdir. ( en başta da belirttiğim gibi belli başlı diziler hariç )

yeter be kardeşim hep mi ayni konu dizileri olur aşk,fitne,mafya,dram yok mu bundan baska konu . hayir hadi farkli konuda dizi cekmeye butceleri yok (bkz: bilim kurgu) diyecegim de oyunculara odedikleri paralardan anlasiliyorki var. elin oğlu bakin nasi diziler cekiyor (bkz: black mirror ) (bkz: westworld) kafa zehir.

hepsi boommboşşşş

hint ve brezilya dizilerini birleşimi olabilir. ama bu kadar saçma diziler olamaz. herhalde senaristler "türk tvlerini nasıl bok ederiz" diye düşünüp ortaya çıkartıyorlar bunları.

bitmeyen zengilik aşk acısı saçmalığı

aslında kore dizileri ve hepsinin sadece ilk bölümleri güzel olabilir daha fazlasının olabileceğini sanmıyorum belki eskiden birkaç tane leyla ile mecnun behzatç gibi

türk dizileri ağırdır uzun sürerler her hafta bir film çıkarırlar resmen bu yüzden hep senaryo boşlukları vardır uzatılan boş sahnelerle doludur bir sonraki hafta için sürprizli finaller yaparlar ülkemizdeki genel dedikodu düşkünlüğü sebebiyle entrika doludur abartılı ve gereksiz makyaj vardır gerçekçi olmadıklarını hemen belli ederler rtük te sağolsun baliciler bile istanbul beyefendisi gibi konuşur masum dizisinin bir devrim olması dileğiyle (bkz: masum)

şimdilerde içerikten çok arka plandaki müziklere önem veriliyor. hemen hemen her dizide bir rap veya müslüm gürses'ten bir şarkı bulabiliyorsunuz bu da nabza göre şerbet veren senaristlerin kolaya kaçtığını gözler önüne seriyor ne yazık ki...

akşam saat 8'de başlayan 1saat özet veren 12'de biten sonu tahmin edilebilir senaryosu olan hiç çözülmeden sürekli aynı olayın üzerinden devam edebilen dizi türüdür

zenginin dünyası kısır döngü aşk aynı olay cemberinde tavaf senaryodan çok oyuncuların yakisikligi ve ya güzelliğine bağlı izlenim bol bol entrika bir tutam aksiyon saat 11 gibi bir öpüşme 13 yaşında çocukların yazabileceği bir senaryo emeksiz ve vakit kaybı sayısız proje

zengin züppesi sakin babası fesat annesi fakir kız pic babası sakin anası porshe, ferrari ve mustang en önemli zengin itemleridir. aile holdingleri illegal işler. alın size klasik türk dizisi

bir iki tane istisna dışında bok gibi.b o k.

geçen gün bir tweet okumuştum : "ülkenin mizah seviyesi recep ivedikten yukarı çıkmadıkça behzat ç, leyla ile mecnun kardeş payı gibi dizilerin kaldırılması normal." diye. sanırım 136 karakterle her şeyi açıklıyor.

türk dizi anlayışını pazar günkü reytinglere bakarak anlayabilirsiniz.

ülkemizdeki tek derdin aşk olduğunu yansıtmaya çalışan sektördür

çökmüş durumda.

saçma sikimsonik aşklar meşkler falan çok baydı artık.

yavaş yavaş kaliteli diziler ortaya çıkıyor -bence- düzelmeye başladı umarım bu şekilde devam eder. (bkz: söz) (bkz: isimsizler)

böyle bir şey mi varmış?